HOW HAS ISLAM BEEN CORRUPTED?
كيف تم إفساد الإسلام؟
ÜMMET - UMMAH - ألأمة
ÜMMET ; bir amaç, değer ve iş çevresinde toplanan insan kümesidir. Bu değer/amaç din olabilir, zaman olabilir, mekân olabilir.
(Râgıb;Müfredat, ümmet mad.)
Bu değer/amaç, Kur'an'da örneğini gördüğümüz gibi, bir su kaynağından hayvanları sulamak da olabilir.
K a s as Suresi 23. ayet, Medyen Suyu çevresinde hayvanlarını sulamak amacıyla toplanmış bir grubu tanıtırken onları ümmet sözcüğüyle ifade etmiştir.
Demek oluyor ki, ümmet kavramında SADECE İNANÇ VE AMAÇ BİRLİKTELİKLERİ değil, zaman, mekân, çıkar birliktelikleri de BELİRLEYİCİ olabilmektedir.
In the concept of Ummah, not only the unity of belief and purpose but also the unity of time, place and interests can be DETERMINANT.
في مفهوم الأمة، ليس فقط وحدة الإيمان والهدف، ولكن أيضًا وحدة الزمان والمكان والمصالح يمكن أن تكون حاسمة.
Kur'an, hayvan topluluklarını da ümmet olarak anmaktadır.
Onlar da tıpkı insanlar gibi birer ümmet topluluğu oluşturur.
Din açısından baktığımızda ümmet, Arap dilinin büyük ustalarından biri olan i b n M a n z û r’un (ölm. 711/1311) ifadesiyle şöyle tanıtılabilir:
“Ümmet, İNSAN NESLİ demektir. Her Peygamberin ümmeti, kâfir veya mümin ayrımı olmaksızın, tebliğ için gönderildiği tüm insanlardır. Muhammed ümmeti denince Hz. Peygamber'e inanan ve inanmayan tüm insanlar kastedilir."
The Ummah of every Prophet is all the people to whom he was sent to convey the message, regardless of whether they are unbelievers or believers. When we say the Ummah of Muhammad, we mean all the people who believe in the Prophet Muhammad and all the people who do not believe in him.
وأمة كل نبي هم كل من بعث إليهم بالرسالة، سواء كانوا كافرين أو مؤمنين. "وإذا ذكرت أمة محمد فذلك يعني كل من يؤمن بالنبي محمد ومن لا يؤمن".
(İbn Manzûr; Lisânü'l-Arab, Ümmet mad.)
Hz. Muhammed son peygamber olduğuna göre onun tebliği kıyamete kadar tüm insanlara hitap etmektedir. O halde biz bugün için tüm insanlığı Hz. Muhammed'in ümmeti olarak tanıtmakla hiçbir hataya veya abartıya düşmüş olmayız.
Since Muhammad is the last prophet, his message addresses all people until the Day of Judgment. Therefore, we would not be making any mistake or exaggeration by introducing all of humanity as the Ummah of the Prophet Muhammad.
وبما أن محمد هو آخر الأنبياء، فإن رسالته موجهة إلى كل الناس حتى نهاية الزمان. ولذلك، فإننا لن نرتكب أي خطأ أو مبالغة عندما نقدم البشرية جمعاء اليوم على أنها أمة النبي محمد.
Ümmetin itaat edeni gibi itaat etmeyeni de vardır. Bunun böyle olması, Hz. Muhammed'in tebliğine muhatap olmakla karıştırılmamalıdır.
Herkes muhataptır ama bazıları itaat etmiştir.
Yanılgı, itaat etmeyenleri mümin saymamak değildir, ümmet saymamaktır.
Şöyle de ifade edebiliriz :
Yanılgı, ümmet olmakla mümin olmayı birbirine karıştırmaktır.
Hz. Peygamber'in ümmeti içinde
olanların büyük kısmı mümin olmamıştır, belki de olmayacaktır.
(Ayrıntılar için bk. KTK. Ümmet mad.)
BİD'ATLAR, HURAFELER
* Ümmeti Müslüman nüfus kağıdı
taşıyanlara özgülemek:
Yukarıda da anlattığımız gibi, Muhammed Ümmeti, Hz. Peygamber'in tebligatına muhatap olmuş bulunan ve (başka bir peygamber gelmeyeceğine göre) olacak olan tüm insanlardır.
The Ummah of Muhammad is all the people who have been addressed by the message of the Prophet Muhammad and all those who will be addressed now and in the future (since no other prophet will come after him).
أمة محمد هي كل الناس الذين خاطبهم النبي محمد برسالته وكل من سيخاطبهم الآن وفي المستقبل (حيث لن يأتي نبي آخر بعده).
Doğrusu şu ki, Kur'an'ın insan hayatına sokmak istediği
değerleri esas alarak konuşursak ; Hz. Muhammed'in ümmeti içine sokulmaları en zor olan topluluklar günümüz İslam dünyasındaki topluluklardır.
Çünkü, Kur'an'ın değerlerini hayatlarına en az sokmuş olanlar
onlardır.
The truth is that, if we talk about the values that the Quran wants to introduce into human life, the Ummah (the communities) that are most difficult to integrate into the Ummah (community) of the prophet Muhammad are the communities in the Islamic world today.
Because they are the ones who have least integrated the values of the Quran into their lives.
والحقيقة أن ما يريد القرآن إدخاله في حياة الإنسان هو، إذا تحدثنا على أساس القيم؛ إن أصعب المجتمعات في الاندماج في جماعة (أمة) النبي محمد هي المجتمعات في العالم الإسلامي اليوم.
لأن هؤلاء هم الأقل دمجاً لقيم القرآن في حياتهم هم كذلك.
Onların önceliği ve öncülüğü, İslam ve “Ümmet-i Muhammed" patentlerini bir şekilde ellerine geçirmiş bulunmalarıdır.
Öte yanda, bu patenti eline geçirmemiş ama patentin amaçladığı değerleri hayatına
daha fazla sokmuş ülkeler ve kitleler vardır.
Alışılmışa ve dayatılmışa ters bu tespit Allah'ın isteğini ve insanlığın geleceğini sağlıklı bir bakışla belirlemek bakımından, çok önemlidir.
Şunun altını çizmek de önemlidir: Hz. Peygamber'e isnat edilen, "Benim ümmetim dalâlet (karanlık, sapıklık) üzere bir araya gelmez." sözü, geleneksel-Arapçı anlayışın ümmet kavramından hareketle değerlendirilirse karşımıza Müslüman coğrafyadaki yerel-ortak kabuller çıkar.
Bunların dalaletten arınmış olduğunu söylemekse DALÂLETİN TA KENDİSİ olur.
O halde Peygamber sözü olarak rivayet edilen o sözün, ümmet kavramının gerçek anlamına uygun sonucu şudur:
İnsanlık, dalâlet üzere ittifak etmez, birleşmez. En azından kağıt üzerinde böyle ittifaklar oluşturmaz.
Oluşturulan birlikteliklerin, ittifakların en tipik örneği (ve şu anda bir numaralısı) 1948'de imzalanmış bulunan İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'dir.
İnsanlığın şu veya bu bölgesinin şu veya bu kitlesinin, ulaşılan bu ittifaklara ters düşmesi ayrı bir konudur.
İşe oradan bakarsak, Birleşmiş Milletler'in bizzat kendisi bu bildirgeye aykırı davranışlar sergilemektedir.
Bu aykırı davranışlar teorideki birliği, ilkelerdeki isabeti yok saymamızın gerekçesi yapılamaz. Kur'an'a inandığını söyleyenlerin asırlardır ona uymayan işler yapmaları, ondaki ilkeleri yok veya isabetsiz saymamıza gerekçe yapılamayacağı gibi..
Şu halde ;
Hz. Muhammed adına “ümmetçilik", esas anlamıyla devreye sokulursa bir insaniyetçilik, insancılık veya hümanistliktir.
İşin esası bu iken, Emevî yozlaştırmasının açtığı çirkin kulvara giren insanlar, ümmeti bir kavmin ŞOVEN duygularını okşayan kutsal bir kavram gibi kullanmışlardır ve ortaya aşağıdaki sonuç çıkmıştır:
* Ümmeti Arap milliyetçiliği haline
getirmek:
Muhammed ümmeti Arabizmin amaçlarına, zevklerine, geleneklerine hizmeti kutsal bilen insan toplulukları demek değildir. Araplardan her seferinde şikâyetçi olan Kur'an'ın dinini Arapların dini haline getiren Arapçılık ve Arapçacılık tutkusu, yanlış bir ümmet anlayışının uzantısı olarak Arap dilini de " Allah’ın dili" yapmış ve başka dille ibadet edenlerin niyazlarını geçersiz saymak gibi bir sakatlığa bulaşmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder