23 Aralık 2024

64- İSLAM NASIL YOZLAŞTIRILDI?

HOW HAS ISLAM BEEN CORRUPTED?

كيف تم إفساد الإسلام؟

(Sh. 634-643)


VELİ-EVLİYA 

THE CULT OF SAINTS

ولى - أولياء (عبادة القديسين)


Akademik dilde tekil şekliyle veli - ولى halk arasında ise evliya - أولياء şeklinde çoğulu kullanılan bu sözcük Kur'an'ın önemli kavramlarından birini çerçeveler.


Veli (ولى) ve Mevla (مولى), Allah'ın isim sıfatlarındandır. 


Wali (ولى) and Mawla (مولى) are among the names and attributes of Allah.


ولى ومولى من أسماء الله الحسنى.


Allah, müminlerin Velisi (bk.Mâide, 55; A'raf, 155) ve Mevlâsıdır. (bk. Bakara, 286; Enfâl, 40; Hac, 78). 


Müminlerin Allah dışında gerçek

mevlâları da yoktur, gerçek velileri de yoktur. 


Believers have no real gods or real guardians other than Allah.


وليس للمؤمنين مولى حقيقي ولا ولى حقيقي غيرالله.


Kur’an’da 50 civarında ayet, Allah'ın berisinden birilerinin veli edinilmesinin yaratacağı kötü sonuçlara dikkat çeker.

Bu ayetlerin hiç biri "Allah'ı bırakıp da başka veliler edinmek" ‘ten söz etmez; "Allah'ın berisinden, yanından-yöresinden veliler edinmek" tâbiri kullanılır. 

Kullanılan edat "min dûnillah - من دون الله" tır.

Bunu, geleneksel kabuller rahatsız olmasın diye, "min ğayrillah - من غيرالله - Allah'ın dışında" şeklinde tercüme etmişlerdir ki bu yanlıştır.

Kur'an "min ğayrillah - من غيرالله" tabirini "min dûnillah - من دون الله" tâbirinden daha fazla kullanır. 

Hal böyle iken neden bu "evliya - أولياء" ayetlerinde sürekli "min dûnillah - من دون الله" tâbiri kullanılmıştır? 

Allah, "min ğayrillah" değil, “min dûnillah" demiştir; biz bunu değiştirmeye kalkmak yerine, onunla bize iletilen mesajı ANLAMAYA ÇALIŞMALIYIZ.


Allah'ın şikâyetçi olduğu "veliler edinme", Allah'ı bırakıp da sapılan bir yol değildir; tam aksine, bu

evliya, Allah bütün varlığıyla korunduğu ve kabul edildiği

halde, onun yanına-yöresine ilave edilen YARI-İLAH destekçilerdir.


Allah dışındakilerin veli edinilmesi, şirkin en yıkıcı görünümlerinden biri olarak tanıtılmakta ve bu yapılırken de veli-ولى sözcüğünün çoğulu olan "evliya-أولياء" kelimesi kullanılmaktadır. 


Kur'an böylece bir kelam mucizesi

daha sergileyerek İslam toplumlarında tarih boyunca yıkım sebebi olmuş ve yerleşmiş bulunan "EVLİYA İNANCI” na (BELIEF IN SAINTHOOD - الإيمان بالقديسين) dikkat çekmektedir.


Evliya inancı veya EVLİYA KÜLTÜ (The CULT of SAINTS), şirkin en kahırlı musibetlerinden biri olarak gösterilmektedir.

Bu evliya, şeytandan ve insandan üretilmiş bir tür şirk panteonudur ki görünüşte insanı Allah'a götürmede vasıta yapılır, gerçekte ise insanı Allah'tan uzaklaştırır.


ŞEYTAN EVLİYASI (THE SAINTS OF SATAN - ألأولياء الشيطان) daha çok korku salarak iş görür. Bundan kurtulmanın yolu, Allah'tan başka korkulacak bir kudretin olmadığını bilmektir (Âli İmran, 175).

Muvahhid bilgin İbn Teymiye (ölm. 728/1327), şeytan evliyasının belirgin niteliğini Kur'an dışına çıkmak, Kur'an'a sırt dönmek (The distinctive feature of the devil's saints is to go beyond the Qur'an and to turn their backs on the Qur'an - إن السمة المميزة لأولياء الشيطان هي تجاوز القرآن وإعراضهم عنه) olarak gösteriyor. 


Bunlar, kendilerinin zikirlerinden kopanları sapıklıkla suçlarlar da Allah'ın "BENİM ZİKRİM" dediği ve bir adını da "ZİKİR" koyduğu KUR’AN’dan uzaklaşmayı hiç mesele yapmazlar. 


These saints of Satan accuse of being perverted those who deviate from their remembrance, but they do not make a problem of straying from the QURAN which Allah names it as "MY REMEMBRANCE" and also calls it as "THE REMEMBRANCE”.


إن هؤلاء الأولياء الشيطانيين يتهمون من ينحرف عن ذكرهم بالإنحراف، ولكنهم لا يجعلون من الانحراف عن القرآن الكريم مشكلة، حيث يسميه الله "ذكري"، ويسميه أيضاً "الذكر".

(bk. İbn Teymiye; el-Furkan, 18-19)


Şeytan evliyası, Rahman evliyasına karşı iş gören bir ekiptir. Rahman evliyasının tanımını veren Kur'an, bu tanımdaki unsurların dışında evliya alâmeti belirleyen ve bu tanımdaki amaçların dışında amaç güden evliyayı şeytan evliyası bilmemizin yolunu açmıştır.

Çünkü Kur’an’da şeytan evliyasının tanımı verilmiyor; sadece Rahman evliyasının tanımı veriliyor. 

Bunun anlamı, Rahman evliyası tanımı dışında kalanların şeytanın evliyası olduğudur.


The saints of Satan are a team that works against the saints of THE MOST GRACIOUS. 

The Quran gives the definition of the saints of THE MOST GRACIOUS and describes the saints who determine the signs of sainthood outside of this definition and who pursue purposes other than the purposes in this definition as saints of Satan. 

Because the definition of the saints of Satan is not given in the Quran, but, only the definition of the saints of THE MOST GRACIOUS is given in it.

This means that those who fall outside the definition of the saints of THE MOST GRACIOUS are the saints of Satan.


إن أولياء الشيطان هم فريق يعمل ضد أولياء الرحمن.

القرآن يعطي تعريفاً لأولياء الرحمن ويصف الأولياء الذين يحددون علامات القداسة خارج هذا التعريف والذين يسعون إلى أغراض أخرى غير الأغراض المذكورة في هذا التعريف بأنهم أولياء الشيطان.

لأن تعريف أولياء الشيطان غير مذكور في القرآن، ولكن فقط تعريف أولياء الرحمن هو الموضح فيه.

وهذا يعني أن الذين هم خارج نطاق تعريف أولياء الرحمٰن هم قديسو الشيطان.


Bu iki evliya tipi arasındaki farkları gösteren çalışmalar vardır. 

Bunların en ünlüsü, tevhid mücadelesinin sembol isimlerinden biri olan İbn Teymiye'nin eseridir ki adı bile başlı başına bir mesajdır :


  • El Furkan beyne Evliyai'r-Rahman ve Evliya-iş-Şeytan 
  • ألفرقان بين أولياء الرحمٰن وأولياء الشيطان 
  • The book which shows the difference between the friends of the MOST GRACIOUS and the friends of Satan 
  • Rahman Evliyası ile Şeytan Evliyasınının Farkını Gösteren Kitap


İbn Teymiye bu eserinde Rahman evliyası ile şeytan evliyasının özelliklerini ve farklarını, o usta kalemiyle vahyin ışığında yazıya geçirmiştir.


In this work of him, Ibn Taymiyyah wrote down the characteristics and differences between the saints of THE MOST GRACIOUS and the saints of satan with his master pen in the light of THE REVELATION.


وفي كتابه هذا سجل إبن تيمية الصفات والفرق بين أولياء الرحمن وأولياء الشيطان بقلمه الأستاذي على ضوء الوحي.


Eserinin ilk bölümünde, Rahman evliyasının tanımını veren Yûnus Suresinin 62-63. ayetlerini esas alarak bu evliyanın niteliklerini açıklamaktadır.


İkinci önemli ve ünlü eser, yine bir büyük muvahhid olan Ebul-Ferec Abdurrahman İbnül Cevzî'nindir. 

İbnül-Cevzî (ölm. 597/1200) eserine yine şeytana dikkat çeken bir isim vermiştir : 

  • Telbîsü iblis 
  • تلبيس إبليس
  • The defilement done by the devi
  • İblisin Kirletmesi


Onun kendi tanımıyla ;

“Telbîs : Bâtılı, hak görüntüsüyle ortaya sürmektir” 


According to Abul-Faraj Abdurrahman Ibnul Jawzi’s own definition, Talbîs (The defilement done by the devil) is to present the wrong with the appearance of the truth.


والتلبيس حسب تعريف أبي الفرج عبد الرحمن ابن الجوزي هو إظهار الباطل بمظهر الحق.

(Telbîsü İblis,47)


O halde, İblis'in telbîsi, esas anlamıyla bir aldatmadır. 

Bu telbîsin tuzağına düşenler ise aldananlardır. 

En yıkıcı aldatma, Allah'ın araç yapıldığı aldatma türüdür.

Kur'an açıkça uyarıyor: "Aldatan sakın sizi Allah ile aldatmasın!” (Fâtır, 5) 

Çünkü Allah ile aldatılanların

aldandıklarını fark etmeleri bile asırlar alır...


Therefore, the defilement done by the devil is essentially a deception.

The ones who fall into the trap of this devilish defilement are the deceived.

The most destructive type of deception is the type of deception in which Allah is used as a tool.

The Quran clearly warns: "Do not let the deceiver deceive you with Allah!" (Fatir, 5)

Because it takes centuries for those who are deceived with Allah to even realize that they have been deceived...


لذلك فإن ما يفعله الشيطان من تدنيس هو في الأساس خديعة.

إن الذين يقعون في فخ هذه الدنس الشيطاني هم المخدوعون.

إن أشد أنواع الخداع تدميراً هو ذلك النوع من الخداع الذي يستخدم فيه الله كأداة.

إن القرآن يحذرنا بوضوح : {وَلَا يَغُرَّنَّكُم بِاللَّهِ الْغَرُورُ} (فاطر: 5)

لأن المغرين بالله يحتاجون إلى قرون لكي يدركوا أنهم المغرون...


İbnül-Cevzî'nin eseri, imandaşı İbn Teymiye'ninkinin hacim bakımından üç veya dört katıdır. 


İbnül Cevzî sadece Rahman ve Şeytan evliyasının farklarını göstermekle kalmamış, felsefeden sanata, ibadetten giyim kuşama kadar tüm alanlardaki İblis oyunlarına dikkat çekmiştir.


Ibnul Jawzi not only showed the differences between the saints of THE MOST GRACIOUS and of Satan, but he also drew attention to the tricks of Satan in all areas, from philosophy to art, from worship to clothing.


لم يُظهر إبن الجوزي الاختلافات بين أولياء الرحمن وأولياء الشيطان فحسب، بل لف الانتباه أيضًا إلى حيل الشيطان في جميع المجالات، من الفلسفة إلى الفن، ومن العبادة إلى الملابس.


Eserin büyük kısmı tasavvuf-tarîkat alanındaki telhislere ayrılmıştır. Muvahhid yazarımız bu sayfalarda tasavvuf-tarîkat kaynaklı tüm sürçmelere, sapma ve saptırmalara dikkat çekmiştir. Ona göre, bunların tümü İblis'in karıştırması, kirletmesi sonunda vücut bulan sapmalardır. 

Ve tümü, bilgiden nasipsizliğin, yoğun cehaletin ürünüdür.

İbnül-Cevzî, eserinde bid'atlar konusuna da epey yer vermiş ve eserinin ikinci bölümünü bid'atların çirkinliklerini göstermeye ayırmıştır.

İbnül-Cevzî'nin eserine, kitabımızın Tarikat maddesinde geniş ölçüde yer verdik.


Şirk konusunda en büyük tehlike, evliya kültüdür. 

Yani Allah'a vardırıcı vasıtalar halinde birilerini bir tür yedek ilah gibi Allah ile kul arasına sokmaktır.


The greatest danger in polytheism is THE CULT OF SAINTS. 

That is, it is the placement of someone as a substitute god between Allah and His servant as a means to reach Allah.


الخطر الأكبر من حيث الشرك هو عبادة القديسين. 

وبعبارة أخرى، هو وضع شخص ما بين الله وعبده، كنوع من الإله البديل، كوسيلة للوصول إلى الله.


Kur'an burada ilk iş olarak bir evliya tanımı vererek mensuplarını bilgilendirmekte, donatmaktadır. 

Ve bu tanım "Gözünüzü açın, dikkat edin, sakın oyuna gelmeyin, uyanık olun!" anlamındaki "Elâ! - !ألاٰ" edatıyla başlayan bir beyyinede yer almaktadır ki, bu da gözden uzak tutulmaması gereken bir noktadır. Yani dikkatli olmaz iseniz ayağınız kayar, aldatılırsınız ve hüsrana uğrarsınız...

Kendilerine güven duyacağımız evliya, Yûnus Suresi 62-64 ayetlerde tanıtılmaktadır : 


"Gözünüzü açın! Allah'ın

evliyası için korku yoktur, onlar tasalanmazlar da... Onlar iman eden ve sakınan kullardır. Onlar için hem dünya hayatında hem de âhirette muştular vardır."


Bu tanımdan anlaşılır ki güvenilir evliya, iman ve amelde sadık, dürüst, insanlığa hizmeti öne

çıkaran, fedakâr, hoş görülü, sevgi dolu insanlardır.

Gerçek dindarlar, gerçek Muhammedîlerdir bunlar... Birbirlerinin iman kardeşleridir,

iman dostlarıdır bunlar... 

(bk. Hucurât, 13; Tevbe, 71).

Bunlar, iman kardeşliğinin yerine

yapay "klik, mezhep, tarikat ihvanlığı" koyarak tevhidi parça parça etmezler.


Anlaşılmaktadır ki ;

İman ve TAKVA (ALLAH’IN İRADESİNE TERS DÜŞMEKTEN SAKINMAK) dışında bir evliyalık alameti yoktur ve işin omurga noktası da budur. 

İmanda ve takvada savsaklama ve yozlaşma işaretlerinin görüldüğü yerde Rahman evliyası yoktur, şeytan evliyası vardır. 

Yani Allah ile aldatma ve çıkar sağlama fırkacılığı vardır...

Şurası da unutulmamalıdır ki, bu şirk evliyası, insanlar arasından edinilmektedir, (bk. Kehf, 102). 

Kur'an'ın bu noktaya parmak basması son derece önemlidir. Çünkü EVLİYA KÜLTÜ oluşturarak TEVHÎD’İ ŞİRK’E BULAŞTIRAN ALDATICILAR, şeytan evliyasını şu şekilde gizlemektedirler : 

“Kur'an'da kötülenen evliya insandan değil, müşriklerin

taptıkları putlardan olur; onunsa bizim efendilerimizle bir ilgisi yoktur...”

Bu savunmanın bizatihi kendisi bir şeytan evliyalığı sergilemektedir.

Zira, gerçek bunun tam tersidir : 

Yıkıcı evliya daima insanlardan olur. Ve onlar, Kur'an'ın özgün ifadesiyle “min dûnillah" (Allah'ın berisinden, yanından-yöresinden) seçilmiş kişilerden oluşan bir yedek ilahlar ekibidir.


Those DECEIVERS who have created a CULT OF SAINTS and converted MONOTHEISM with POLYTHEISM say the following :


“The Quran does not criticize the saints made from people, but it criticizes the saints made from idols which are worshipped by polytheists. Our masters whom we have taken and regarded as saints have nothing to do with those idols worshipped by those polytheists..!”

This defense itself exhibits a SATANIC SAINTHOOD in fact. 

The truth is the exact opposite ;

The DEVIATOR SATANIC SAINTS are always made from humans. They are a team of substitute deities, as the Quran openly clarifies it ; “min dunillah, that is, the humans chosen as substitute deities from beside and from the vicinity of Allah.


There is no sign of sainthood other than BELIEF IN ALLAH and PIETY (which means AVOIDING FROM GOING AGAINST ALLAH’S WILL) ; this is the backbone of the TRUE FAITH. Where there are signs of neglect and degeneration in FAITH and PIETY, there is no sainthood of THE MOST GRACIOUS, but there is a sainthood of the satan. In other words, there is a sect of deceiving with Allah and gaining advantage...

It should not be forgotten that those saints of polytheism are made from among the humanbeings, (see Al-Kahf, 102). 

The  Qur'an’s emphasize of this point is extremely important. Because the deceivers who mix and blend monotheism with polytheism through the cult of saints conceal the saints of Satan in this way.


يقول هؤلاء المخادعون الذين خلقوا طائفة من القديسين وحولوا التوحيد إلى شرك ما يلي:

"إن القرآن لا ينتقد القديسين المصنوعين من البشر، ولكنه ينتقد القديسين المصنوعين من الأصنام التي يعبدها المشركون. إن سادتنا الذين اتخذناهم قديسين لا علاقة لهم بتلك الأصنام التي يعبدها المشركون..!"

إن هذا الدفاع في حد ذاته يُظهِر قداسة شيطانية في الواقع.

والحقيقة هي العكس تمامًا؛

إن القديسين الشيطانيين المنحرفين مصنوعون دائمًا من البشر. إنهم فريق من الآلهة البديلة، كما يوضح القرآن صراحةً، "من دُونِ اللَّهِ"، أي البشر المختارين كآلهة بديلة من جوار الله ومن أطرافه.

لا توجد علامة على الولاية إلا الإيمان بالله والتقوى (أي تجنب مخالفة مشيئة الله)؛ هذا هو العمود الفقري للإيمان الحقيقي. حيث توجد علامات الإهمال والانحطاط في الإيمان والتقوى، فلا توجد ولاية للرحمن، ولكن توجد ولاية للشيطان. بعبارة أخرى، هناك طائفة من الخداع مع الله والحصول على المنافع...

يجب ألا ننسى أن أولياء الشرك هؤلاء هم يُتخذ من بين البشر، (انظر الكهف، 102).

إن تأكيد القرآن على هذه النقطة مهم للغاية. لأن المخادعين الذين يخلطون ويمزجون التوحيد بالشرك من خلال عبادة الأولياء يخفون أولياء الشيطان بهذه الطريقة.


Evliyanın lüzumlu olduğuna ilişkin şirk savunması da Kur'an'da gündeme getirilmekte ve tevhid insanı bu şeytanî savunmaya karşı da donatılmaktadır. 

Bu mesele, tevhid ilkelerinin en muhteşem şekilde ortaya konduğu Zümer Suresi'nde ele alınmaktadır. 

Bu surenin 3. ayeti, Allah'ın berisinden evliya edinerek onlardan hayır bekleyen şirk çocuklarının bunu yaparken sığındıkları savunmayı gözler önüne koymaktadır. 


Zümer 3’te şöyle deniyor :

"Gözünüzü açıp kendinize gelin! Arı-duru din yalnız ve yalnız Allah'ındır. Onun yanında birilerini daha veliler edinerek 'Biz onlara,

bizi Allah'a yaklaştırmaları dışında bir şey için kulluk-kölelik etmiyoruz’ diyenlere gelince, hiç kuşkusuz, Allah, onlar arasında, tartışıp durdukları konuyla ilgili hükmü verecektir. Şu bir gerçek ki Allah, yalancı ve nankör kişiyi iyiye ve güzele kılavuzlamaz."


Bu ayet, şirkin evliya kültü yoluyla yürüyen yıkımına karşı müminleri donatan temel beyyinedir. 

Evliya maskeli şirkin savunucuları bu yedek ilahlarını “Allah ile bizim aramızda yakınlaştırıcı ve şefaatçi"

diye pazarlamaktadırlar 

(bk. Zümer, 3; Yûnus, 18).


Kur'an bunun bir şirk oyunu olduğunu söylemekte ve Kaf Suresi 16. ayet ile Zümer 44. ayette bu iddianın dayanağını temelden yıkmaktadır. 

O ayetlere göre Allah insana şahdamarından daha yakındır ve şefaat tümden ve sadece Allah'ın elindedir. 

Böyle olunca, Allah ile kul arasında herhangi bir mesafeden ve herhangi bir şefaatçıdan söz edilemez ki yaklaştırıcıya veya şefaatçıya ihtiyaç duyulsun... 


Şirkin "yaklaştırma" iddiası, temelden tutarsız olduğu gibi, bizzat kendisi bir şirk itirafıdır.

Çünkü Allah'ın kulundan ayrı ve uzak olduğunu iddia etmek de Kur'an'a aykırıdır. Kaldı ki böyle bir ayrılık var sayılsa bile, Kur'an, şirkin bu varsayımdan yararlanma yollarını da kapatmıştır.


Müddessir suresi 11. ayette Allah : "Benimle yarattığımı baş başa bırak!" emrini vererek, Allah ile kul arasına girmeye kalkmanın hiçbir gerekçesi olamayacağını ilan etmektedir.

Evliya şirkinin sosyal ve hukukî dayanağı yapılabilecek oluşumlara imkân verilmemiştir :

  • Din sınıfı, din kıyafeti yoktur.
  • Din adamı tâbiri yoktur. 
  • Hatta resmî mabet yoktur. 
  • Vaftiz ve aforoz hiç yoktur.  
  • Günah çıkarıcılara ihtiyaç yoktur; 
  • çünkü insan doğduğu anda temizliğinin ve güzelliğinin doruk noktasındadır.
  • Allah'a kul olmak için birilerinin tesciline, okuyup üflemesine ihtiyaç yoktur. 

İslam dünyasında, evliya adıyla bir sınıfın doğduğu, bu sınıfın bir tür tezkiye, vaftiz ve aforoz sınıfı olarak yetki kullandığı inkâr edilemez bir gerçektir. 

Bu yapay sınıf, kendisine özgü tevil sanatını kullanarak istediği şeyi mubah, istemediği şeyi yasak haline getirebilmektedir.

Akıl almaz haramlar işlemekte ve bunları “zahir ehlinin bilmediği ibretler ve hikmetler taşır" sloganıyla meşrulaştırmaktadır. Tasavvuf ve tarikat tarihi bunun yüzlerce örnekleriyle doludur. Halbuki Allah'ın velileri asla sınıf oluşturmaz, asla mümin kardeşlerinden farklı kategoriler, kıyafetler yaratmazlar. Masumluk, hatasızlık, günahsızlık gibi iddialara asla yer vermezler.

Kur'an, vesayet ve vekâlet altında bir kulluğun söz konusu edildiği tüm sistemleri şirk ve zulüm sistemi olarak damgalamaktadır. 

Toprak post, Allah dost olacaktır. 

Tüm yeryüzü mabed, tüm meşru fiiller ibadet haline getirilmiştir. 

Böyle bir anlayışın şekillendirdiği dünyada aracılara, komisyonculara, kutsallaştırılmış haraç ve hurûç çetelerine ihtiyaç yoktur. 


Gerçek evliya tanımına uyanlar bile yardım ve şefaat aracı yapılmamalıdır. 

Hiçbir evliya kategorisi yarar sağlamaya veya zarar vermeye güç yetiremez. 

O halde ilk adım ; evliya denen kişilerin hiç kimseye bir şey vermek, kazandırmak imkânına sahip olmadıklarını, hiç kimseyi aklamak ve kurtarmak gibi bir yetkilerinin de bulunmadığını bilmektir.

(bk. Yûnus, 18; Ra'd, 16)


Evliya , dalâletten kurtarıcı bir kuvvet olarak da algılanamaz. 

A'raf Suresi 3. ayet bu kuruntuya yenik düşme ihtimali olanları uyarmaktadır : 


“Rabbinizden size indirilene uyun, onun yanından-yöresinden edinilmiş evliyaya uymayın!" 


Dikkat edilirse bu ayet, hidayet önderliğini kişilere değil, ilkelere (Rabden indirilenlere) bağlamıştır. Çünkü kişilerin hidayet önderliği devri, nübüvvetin bitirilmesiyle, yani Hz. Muhammed'in bu âlemden ayrılışı ile ebediyyen kapatılmıştır.

Hidayet yalnız ve sadece Allah’tan gelir. Allah’tan gelenlerin kaynağı ise kişiler değil, Kur’an’dır. 

Bunu unutarak evliyadan hidayet bekleyenlerin sonu hüsrandır. 

(bk. İsra, 97). 


Evliya şirki konusunun önemli iki alt başlığına daha değineceğiz.

  • Bunlardan biri, evliya tahribine maruz kalmanın, "Allah'ın dâisi"ne kulak vermemekten kaynaklandığı,
  • ikincisi de evliya şürekâsının ardına düşmenin ağır bir hüsran ve ihanetle sonuçlanacağı gerçeğidir.


Ahkaf Suresi 32. ayet şöyle demektedir : 

“Allah'ın davetçisine uymayan, yeryüzünde hiç kimseyle

yarışamaz/hiç kimseyi âciz bırakamaz. Böylesinin, Allah dışında/Allah'ın davetçisi dışında

evliyası da olamaz. Böyleleri apaçık bir sapıklık içindedir."


Burada şirk evliyasına karşı "Allah'ın davetçisi" (dâ'iyellah) öne çıkarılmıştır. Şirk evliyası, Allah'a değil, Allah'a vekâleten ve Allah'ın yardımcısı sıfatıyla kendilerine çağırır. Allah'ın davetçisi ise daveti Allah'a yapan insandır. Allah'ın davetçisine kulak vermeyenlerin

akıbeti, şirk evliyasının tuzağına düşüp hüsran ve sapıklığa mahkûm olmaktır.

O halde, şirk evliyasını tanımanın ve etkisiz kılmanın yollarından biri de "Allah için" iş yapanlarla "Allah

adına veya Allah’ın yerine" iş yapmaya kalkanları ayırmak ve bu ikincilerin arkasından gitmemektir. Şirk ve şeytan evliyası daima Allah adına veya Allah’ın yerine iş yapar.

Allah için iş yapmak evliya mantığıyla asla bağdaşmaz.

Allah için iş yapmak, ayetin de gösterdiği gibi, sadece "Allah'ın davetçisi" olan hak erinin işidir.


KARA DUL İHANETİ

BLACK WIDOW BETRAYAL

خيانة الأرملة السوداء


Ankebût Suresi 41. ayet, "Allah'ın berisinden evliya edinenler"in korkunç bir ihanetle yüz yüze kalacaklarını bildirmektedir : "Allah'ın berisinden veliler edinenlerin durumu, bir ev edinen dişi örümceğin durumuna benzer. Ve evlerin en güvensizi / en zayıfı elbette ki dişi örümceğin evidir. Keşke bilselerdi!"

Şeytan evliyasını dost ve destekçi edinenler, kara dul olarak adlandırılan dişi örümceğe sığınanlara benzetiliyor. 

Bu kara dulun tipik özelliklerinden biri şudur : 

Büyük bir istek ve çekici cilvelerle çiftleşmeye çağırdığı erkek örümceği, çiftleşmenin ardından zehirleyip öldürür.


The 41st verse of the Chapter Al-Ankabut of Quran states that those who "make saints from besides Allah" will face a terrible betrayal: "The example of those who make saints from besides Allah is like that of a female spider who takes a house. And the most insecure/weakest of houses is surely the house of the female spider. If only they knew!"


Those who make the saints of Satan as friends and supporters are likened to those who take refuge in the female spider called the black widow.


One of the typical characteristics of this black widow is as follows :

She invites the male spider to mate with great desire and attractive charms, then poisons and kills it after mating.


تقول الآية 41 من سورة العنكبوت في القرآن الكريم أن أولئك الذين "اتخذوا من دون الله أولياء" سيواجهون خيانة رهيبة: "مثل الذين اتخذوا من دون الله أولياء كمثل العنكبوت اتخذت بيتًا وإن أوهن البيوت لبيت العنكبوت لو كانوا يعلمون!"


إن أولئك الذين يتخذون أولياء الشيطان أصدقاء وأعوانًا يشبهون أولئك الذين لجأوا إلى العنكبوت الأنثى التي تسمى الأرملة السوداء.


من السمات المميزة لهذه الأرملة السوداء ما يلي:

إنها تدعو العنكبوت الذكر للتزاوج برغبة كبيرة وسحر جذاب، ثم تسممه وتقتله بعد التزاوج.


Cenabı Hak, şeytan evliyasına sığınanların işte böyle bir ihanet ve hüsranla karşılaşacaklarını haber vermektedir. 

Şeytan evliyasının da içlerinde bulunduğu şürekâ’nın (Allah'ın yanına-yöresine konan yedek ilahların) hesap ve azap gününde, kendilerine kulluk-kölelik edenlere sırt dönüp ihanet edeceklerini gösteren Kur'an ayetlerini burada bir kez daha anımsayalım. 

(bk. Bu eser, Şirk mad.)

***********

Yazar : YAŞAR NURİ ÖZTÜRK

Kısmî mütercim : Abdullah Erdemli


Author : YASAR NURI OZTURK

Partial translator : Abdullah Erdemli


ألكاتب : ياشار نوري أوزترك

ألمترجم الجزئي : عبدالله أردملي

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder