HOW HAS ISLAM BEEN CORRUPTED?
كيف تم تحريف و إفساد الإسلام؟
(Sh. 528-531)
***************
RECM (ZİNA SUÇLULARINI TAŞLAMAK SURETİYLE ÖLDÜRME)
STONING TO DEATH (Punishment of killing the criminals of adultery by throwing stones onto them)
ألرجم (رجم حتى الموت المذنبين بالزنا)
Recm, taşlamak, taşlayarak öldürmek demektir.
Fıkıh terimi olarak, zina suçu işlemiş evli kadın veya erkeğin halk önünde taşlanarak öldürülmesini ifade eder.
KUR’AN’DA BÖYLE BİR CEZA YOKTUR.
Kur'an, tanıklarla belirlenip kesinlik kazanmış bir zina suçu için, evli-bekâr ayrımı yapmadan bir tek ceza getirmektedir ve o da şudur :
Celde (lash - جلدة), yani kamu otoritesinin uygun bulacağı sopa, çubuk, kırbaç, vs. türünden bir âletle bir grup insanın görebileceği bir yerde zina suçlusuna seksen kez vurmak,
(bk. Nûr Suresi, 2-3)
Bu vuruşun öldürme veya yaralama maksadıyla yapılmaması gerektiği ittifakla kabul edilmektedir.
Maksat, zina yapanı utandırarak bu işten caydırmadır.
Kısacası Kur'an, zina suçu için sadece dövme cezası getirmektedir ve bu ceza, köleler için yarıya indirilerek uygulanır, (bk. Nisa, 25)
Recm cezasında yarıya indirme söz konusu olamayacağına göre, kölelere vurulacak sopa / kırbaç sayısında "yarıya indirme" kuralını koyan Kur'an'ın recm cezasını onaylaması söz konusu olamaz.
Bir suçun dövme cezasını kendisi düzenleyip öldürme cezasını başkalarına bırakan bir kitap
"içinde kuşku, tutarsızlık, çelişme olmayan kitap" (Bakara, 2) unvanını taşıyamaz.
Recm’e "Sünnet-i Ömer" yani halife Ömer'in sünneti diyenler de vardır.
Bu deyim sebepsiz değil. İddiaya göre, Ömer şöyle demiştir :
"Recm cezası Kur'an'da vardı. Ancak o cezaya ilişkin ayet Kur'an'ın içine girmedi ama hükmü baki kaldı."
Ayetin Kur'an'a girmemesini şu şekilde açıklayanlar da vardır:
“Bu ceza şu anda elimizde bulunan Kur'an'da yoktur, lakin onunla ilgili ayet, esasında vardı. O ayet vahyedildiği zaman Peygamberimizin eşi Âişe onu evinin bir köşesinde saklamıştı. O
sırada içeri giren bir keçi o ayetin yazılı olduğu parşömeni yedi."
Bu mantığa göre, ayet, keçi tarafından yendi ama hükmü baki kaldı...
Bu iddialar kimden gelirse gelsin,
reddedilmelidir. Bazı ayetlerin Kur'an dışında kaldığını söylemek Kur'an'ın korunmuşluğu gerçeğini ortadan
kaldırır.
Ömer gibi, MİŞNA’CILIĞA savaş açmış bir insan böyle bir söz söylemez.
Recmi yasallaştırmak isteyenlerin Ömer'i paravan yapmak istedikleri açık...
R e c m , Tevrat'ta bulunan bir cezadır, (bk. Çıkış, bab: 23; Levililer, bab: 20; Tesniye, bab: 22).
Hz. Peygamber, Medine site devletinin başı sıfatıyla birliğin üyelerine kendi hukuklarını uygulardı.
Zina eden Yahudilere de kendi kitaplarındaki recmi uygulamış olabilir.
Nitekim kaynaklar recmin uygulandığı ilk çiftin Yahudi olduğunu açıkça söylemektedir,
(bk. Buharî, hudûd; Müslim, hudûd; İmam Mâlik; Muvâtta', hudûd).
Hz. Peygamber bir recm cezası uygulamışsa (ki bizce son derece kuşkuludur) bu ceza Yahudilere uygulanmıştır.
Beyhakî'nin bir beyanına göre, Hz. Peygamber bu hükmü uygularken şunu söylemiştir:
“Bu, Tevrat'ın hükmüdür."
(bk. Beyhakî; Delâil, 6/269-271)
Elbânî, Hz. Peygamber'in bu uygulamasının zina suçu için değil, ırza tecavüz suçu için olduğunu belirtiyor,
(bk. Elbânî; es-Sahîha, 2/567 vd.)
Hz. Peygamber'in bu cezayı Müslümanlara uyguladığı yolundaki rivayetlerin hiçbirini güvenilir görmeyiz.
Kendisine vahyedilen kitabın dövme cezası ile cezalandırdığı bir suç
için, meydan yerinde taşla ezerek öldürme cezası uygulayan bir insanın, tebliğ ettiği kitaba sadakati tartışılır.
Hak Elçisi'ni böyle bir tartışmanın
konusu yapmaktan Allah'a sığınırız.
Recme, Hz. Peygamber'in sünnetinden destek uydurmaya çalışanlar, orada da tutarsızlık sergilemişlerdir.
Şöyle ki:
Hz. Peygamber'in, ünlü Veda Hutbesi'nde kadınların haklarıyla ilgili sözleri arasında şu cümleler
bulunmaktadır:
"Sizin, kadınlar üzerindeki hakkınıza gelince o şudur: Sizin yatağınızı başka biriyle paylaşmayacaklar. Eğer paylaşırlarsa onları, yaralamayacak şekilde dövün."
(Beyhakî; Delâil, 5/436)
Bu sözün Peygamberimizin ağzından çıkıp çıkmadığı meselesini burada tartışmayacağız.
Ama eğer çıkmışsa -ki recim’ci (recm’i savunan) zihniyet öyle diyor- bu sözü söyleyen bir kişinin evli bir insanın zina suçuna recm uygulaması söz konusu olamaz.
Bu sözle o uygulamanın yanyana
gelmesi mümkün değildir.
Eğer, "Veda Hutbesi'ndeki sözler doğru değildir" denirse, o zaman öteki rivayetlerin doğruluğu hiç söz konusu edilemez.
Neresinden bakarsanız bakın, recm diye bir cezanın İslam'da varlığını kabul etmek bizi içinden çıkamayacağımız çelişmelere, tutarsızlıklara,
kuşkulara iter. Aklı başında nesilleri dinden-imandan uzaklaştırır, nefret ettirir.
Bir yalanı savunmak uğruna dine bu kötülüğü yapmaya kimsenin hakkı yoktur.
islam fıkhının, recm ile ilgili sayfaları, kara sayfalardır, günah ve iftira sayfalarıdır.
O sayfaların, bu aziz dinin kitaplarında, özellikle Kur'an meallerinde (parantez içlerine konmuş olarak) kalmaya devam etmesi Allah'ın ve Resul'ün bizden davacı olmaya devam etmeleri
demektir.
(Recm ile ilgili ayrıntılar için bk. KTK. Zina md.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder