Uyduruk Emevî İslâm’ı karşısında Deizm.
Yaşar Nûrî Öztürk’ten mükemmel bir anlatım…
Hüsn-i istifâde umarak dinleyelim derim…
********
Memleketimizde, uyduruk Emevi İslâm’ının sıradan propagandistliğini yapan saltanat dincileri, deizm’in son zamanlarda bilhâssa gençler arasında giderek yayılmaya başladığından yakınıyorlar.
Birtakım genç Müslüman kardeşlerimiz de, kafalarının ve gönüllerinin muhtemelen karışacağı endîşesiyle, deizm’e dâir veya içinde “deizm” konusunun da işlendiği yazıları ve kitabları okumaktan uzak durduklarını belirtiyorlar.
Bu Müslüman gençlerin bu ihtiyyâtlı yaklaşımlarına, BİR ÖLÇÜDE, hak vermiyor değilim.
Zîrâ, memleketimizde, İslâm’ı doğru düzgün bildikleri zannedilen ve üstâd, hocaefendi, hacıefendi, aGabey, pir, şeyh, şıh, mürşid, velî, gavs, kutub, kutb’ul aktâb, mehdî, mesîh, vesâire geçinen birçok kişi, KUR’ÂN’DAKİ İNDİRİLMİŞ İSLÂM DÎNİNİ değil, EMEVÎ PATENTLİ UYDURULMUŞ DÎNİ, din diye bilirler ve insanlara öğretirler, belletirler.
Dolayısıyla, bu kişiler Rabbimizin Kur’ân’da en büyük zulüm olarak târif buyurduğu “ŞİRK” kavramını doğru dürüst bilmezler.
Ne yazık ki, böyleleri arasında, isimlerinin önünde “prof” ünvânı olan bazı ilâhiyyâtçılar da vardır ve memleketin koskoca (!) Diyanet İşleri Başkanı dahî bunlardan biridir.
İSLÂM’ı da, DEİZM’i de doğru dürüst bilmeyen bu kişiler, din konusunda olduğu gibi, deizm konusunda da insanları YANILTMAKTADIRLAR.
Bu ŞİRK ve DEİZM bağlamlarında, evvelce yazdıklarıma ilâveten, Yaşar Nûrî Öztürk hocanın, aşağıda linkini sunduğum ve {uyduruk muâviye dîni ile deizm’i} anlattığı 6-7 dakîkalık sohbetini, hüsn-i istifâde ümîdiyle dinlemenizi tavsiyye ediyorum :
https://youtu.be/wd7FaHXioyk?si=lsmdqP8f--Gnqz8w
Dosdoğru bir TEVHÎD İNANCINI öğrenmiş, kavramış, özümsemiş ve içselleştirmiş bir Müslüman için DEİZM, birçok -İZM’den sadece bir -İZM’dir.
O KADAR…!
Lâkin, DEİZM, yaygın ve doğru bir kabûl ile, Hristiyan Batıda, Vatikan Katolikliğine ve ruhban despotluğuna ve zulmüne BİR BAŞKALDIRIDIR.
Batı’da AKIL’dan, HÜR DÜŞÜNCE’den ve BİLİM’den vazgeçmek istemeyen insanların, Katolik kilisesinin ahlaksız, merhametsiz ve müsâmahasız ruhbân hegemonyasına bir ÎTİRÂZ’dır DEİZM.
Batı’da Deizm’e yol açan sebebleri ve bunların arkaplanını iyi anlamakta, biz Müslümanlar için, hem büyük lüzum vardır ve hem de büyük fayda vardır.
Batıda, kafası çalışan aydın insanlar, AKLI ve HÜR DÜŞÜNMEYİ ve bunların mahsûlü olan BİLİMİ boğan Katolik Vatikan’ın zulmünden ve tasallutundan kurtulmak için, KURUMSALLAŞMIŞ DİN’den, yani, Katolik kilisesinden ve Hristiyanlıktan uzaklaştılar.
Ateist, teist, DEİST, agnostik, vesâire, vesâire, vesâire oldular.
Çünki Katolik zulmünün ve despotizminin belini başka türlü kıramazlardı.
Müslümanlar olarak bizler, Batılı Hristiyan halkların Vatikan Katolisizminin zulüm cenderelerinde, asırlarca ne acılar, ne ızdırablar çektiğini, ne kanlar, ne gözyaşları döktüğünü öğrenmek, bilmek, anlamak mecbûriyyetindeyiz.
DEİZM, Vatikan’ın zâlim dinciliğine îtirâz ederek din kurumundan uzaklaşan, lâkin, TANRI’ya ve ÂHİRET’e olan inançlarını da korumak isteyen insanların SIĞINDIĞI BİR GÜVENLİ LİMAN’dır.
Bu bakımdan, DEİZM ; ateizme ve başka -izm’lere göre, şâyân-ı tercîhtir.
Memleketimizde son dönemlerde yaygılaşan tek “-izm” DEİZM değildir.
Deizm’in memleketimizde yaygınlaştığından yakınan din bilgini görünümlü KAPKARA CÂHİL kişiler, evvelâ, bilgini geçindikleri İSLÂM’ı adam gibi öğrensinler de, ondan sonra millete mâlûmâtfurûşluk taslasınlar…!
Kur’ân’da LÂNETLENEN SOY olan EMEVİLER, ŞEYTÂNET’LERİYLE (şeytânî dehâlarıyla ve kurnazlıklarıyla) HAK OLAN KUR’ÂN’I, HAKSIZLIĞI KABÛLE VÂSITA YAPTILAR.
Bu suretle, muazzez dînimiz İslâm’ı, Ebû Cehil’in şirk dînine benzettiler.
LANETLİ Emevîlerin öncülüğüyle bu şekilde başlayan ve asırlar içinde diğer sözümona Müslüman saltanatların ve onların emrindeki SALTANAT DİNCİSİ ULEMÂ KILIKLILARIN eliyle Müslüman halklara “İSLÂM” diye belletilen bir UYDURUK DİN ortaya çıktı.
Memleketimizde, işte bu EMEVÎ PATENTLİ UYDURUK DÎN BULAMACINI biz Müslümanlara öğreten, belleten, başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere, cemâatlar, tarîkatlar ve bunlara bağlı bir yığın vakıflar, dernekler, Kur’ân Kursları, vesâire vardır.
Bizlere sözümona İslâm dînini öğreten bütün bu SALTANAT DİNCİSİ kurumların ve kuruluşların, haddizâtında, *EMEVÎ PATENTLİ UYDURUK BİR DÎN’İN ÂDÎ PROPAGANDİSTLERİ OLMAKTAN ÖTE HİÇ BİR KIYMET-İ HARBİYYELERİ YOKTUR…
Kur’ân’daki İNDİRİLMİŞ İSLÂM’dan bîhaber olan bu UYDURUK SALTANAT DİNCİLER’in sefâletini şu söz çok güzel ifâde ediyor :
Kendisi muhtâc-ı himmet bir dede,
Nerde kaldı ğayrı’ya himmet ede…!
Şahsen ben, insanların, işte bu ALLAH İLE ALDATAN İDRÎS KILIKLI İBLÎSLERE ve SALTANAT DİNCİSİ YOBAZ takımına bakarak ;
- Pireye kızıp yorgan yakmamalarını,
- Ateizm’e düşerek dinden tamamen uzaklaşmamalarını,
- TEVHÎD İNANCINA YÖNELMELERİNİ,
- TEVHÎD ÎNANCINI ÖĞRENMEYE ÇALIŞMALARINI ve
- BÖYLE BİR ÎNANÇ İLE ŞEREFLENMELERİNİ
tavsiyye ediyorum.
- Şayet buna bir yol, bir imkân, bir vesîle bulamıyorlarsa, o zaman,
- Son çâre olarak, DEİST olmalarını TAVSİYYE EDİYORUM.
- Zîrâ, DEİZM HER HÂL-U KÂR’DA ATEİZM’DEN ve diğer bütün -İZM’lerden YEĞDİR…!
Batı’da insanları DEİZM’e iten başta kutumsallaşmış Vatikan Katolikliği olmak üzere, kurumsallaşmış ve Vatikan’dan farksız hâle gelmiş Protestanlığın bütün fraksiyonlarıdır.
Bizde ise, deizm’e yönelik oluşan bu eğilimin BAŞ AZMETTİRİCİLERİ, BAŞ MÜSEBBİBLERİ, dînimizde olmadığı iddiâ edilen, lâkin, fiiliyyâtta bal gibi var olan, ismi konmamış İSLÂM RUHBÂNI, yani, Müslüman kisveli KURUMSALLAŞMIŞ SALTANAT DİNCİLİĞİ’dir.
Şahsen, ben merhum Yaşar Nûrî Öztürk’ün eserlerini okudukça TEVHÎD İNANCI’ma olan bağlılığımın ve güvenimin pekiştiğini hissediyorum.
TEVHÎD ÎMÂNI’na ulaşmış bir Müslüman için deizm’i öğrenmenin, hiç bir tehlikesi ve riski yoktur ve endişeye de mahal yoktur, bi-iznillâh…!
Abdullah Erdemli
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder