Fethullah Gülen Hocaefendinin ABD’de vefatı, cenaze merasimi ve defni çerçevesinde duygularım ve düşüncelerimdir…
Öncelikle ; Hocaefendinin vefatı münasebetiyle, gazeteci Ahmed Dönmezin 21 Ekim 2024’te, kendi Youtube kanalında ( https://youtu.be/_H4ikfKPJYk?si=AwOulpgIIAM8NX0l ) yapmış olduğu 17 dakikalık değerlendirmenin, tarihe not düşecek bir değerlendirme olduğunu, ayrıca da, fikriyyatıma ve hissiyyatıma tam manasıyla tercüman olduğunu belirtiyor ve gazetecinin işbu değerlendirmesini, henüz dinlemedi iseniz, behemehal dinlemenizi tavsiye ediyorum.
Gazeteci Dönmez, öteden beri okuduğum, dinlediğim, yazdıklarına ve söylediklerine değer verdiğim, işini iyi yapan bir genç.
Sağolsun, varolsun.
Allah onun gibi işini iyi yapan gazetecilerin sayısını arttırsın.
Fethullah hocayı teröristbaşı Apo’dan ve Hizmeti de terör örgütü PKK’dan daha kötü ve daha tehlikeli gören veya konjonktür icabı ve de hesaplarına öyle geldiği için öyle tavır takınanlar, cenazesinin başında, yanında, yöresinde Hristiyanların, papaz-ların İncil okuduklarından bahisle, onun Hristiyanlığına hükmediyorlar.
Zaten böyle düşünenler evvelden de var idi.
Ve bunların başını da, memleketteki arsız, hırsız, yolsuz, ahlaksız, meymenetsiz, idare ettikleri devleti, milleti ve memleketi soyan, Allah’tan korkmaz, kuldan utanmaz SİYASİ İSLAMCILAR çekiyordu.
DİNİMİZE DAHLEDEN BARİ MÜSELMAN OLSA…! demişler.
Doğru demişler.
Bu münasebetle, şu hususları gözardı etmemek gerektiğini düşünüyorum :
- Bir Müslümanın cenaze merasimine gayrımüslimler veya bir gayrımüslimin cenaze merasimine Müslümanlar katılabilir.
- Bir Müslümanın cenaze merasiminde gayrımüslimler kendi kutsal kitaplarını, bir gayrımüslimin cenaze merasiminde de Müslümanlar Kur’an okuyabilir.
- Bunun din ile hiçbir ilgisi yok.
- Tamamen insani davranışlar bunlar.
- Bunları büyütmenin, bunlara farklı manalar yüklemenin, bunlardan “öküz altında buzağı aramak” şeklinde çıkarımlar yapmanın hiçbir esprisi yok.
- Ben de geçmişte, kiliselerde birkaç Hristiyan cenaze merasimine ve Hristiyan kabristanlarında birkaç defin merasimine katıldım.
- Onlar kendi dualarını, ilahilerini okudular, ayinlerini yaptılar, ben de kendimce içimden dualarımı ettim.
- Ne var bunda?
- Müslümanın gayrımüslime, gayrımüslimin Müslümana dua etmesi, bir din gereği değil, bir insani tavır alıştır. Bunlara takılmamak lazım!
- İnsani mülahazalarla, komşuluk, arkadaşlık, dostluk, meslektaşlık, hemşehrilik. vesaire münasebetleriyle, farklı din mübtesibleri birbirlerine taziyede bulunur, doğum, ölüm, vesaire vesileleriyle, birbirlerinin merasimlerine katılabilir, birbirlerinin sevinçlerini ve üzüntülerini paylaşabilirler.
- Neticede hepimiz insanız, hepimiz Ademoğluyuz.
- İnsanlık öldü mü yani…?
- Biz ne kadar bu arsız, hırsız, yolsuz, meymenetsiz SİYASİ İSLAMCI mübtezellere“öküz altında buzağı aramaktan vazgeçin” desek te, nafile ve beyhude…!
- Huylu huyundan vazgeçmez!
- Can çıkmayınca huy çıkmaz!
- Kaldı ki, Fethullah hoca, aynen “üstadımız, pir-i müganımız, beyin yapıcımız” dediği Said-Nursi gibi, Ehlikitab ile diyalog yapılmasını önemseyen bir Müslüman idi.
- Bu arada, bendeniz, Ehlikitab (Yahudiler ve Hristiyanlar) ile diyalog faaliyyetleri yapılmasının “ABESLE İŞTİĞAL - MALAYANİYYAT” türünden meşğalelercümlesinden olduğunu düşündüğümü de belirtmeliyim.
- Yahudilerin zaten muharref dinlerini yaymak gibi bir niyyetleri yoktur.
- Hristiyanlar da neredeyse 2000 senedir, muharref dinlerinin misyonerliğini yaparlar, kurtuluşun kilisede olduğunu söyleyip dururlar ve, kendilerine ne kadar taviz verirseniz veriniz, sizi Hristiyan yapmaktan ASLA vazgeçmezler!
Şunlar da bilvesile yazma lüzumu duyduklarım arasındadır :
Her türden cenaze merasimlerinde, cenaze evinde, cenazenin başında, kabirlerde, şurada, burada, vesairede ;
- tekbir getirmek,
- salavat çekmek,
- haykırmak, höykürmek
- bağırmak, çağırmak,
- alkış tutmak, zılgıt çekmek,
- Tevrat, Zebur, İncil, Kur’an, vesaire okumak…
Bunların hiçbirinin din ile, diyanet ile ilgisi yoktur.
Bunlar tamanen insanların ;
- üzüntülerinden, sevinçlerinden, sevgilerinden, nefretlerinden,
- günün mana ve ehemmiyyetine uygun olduğu düşünüldüğünden,
- katılanları ajite etmeye, heyecanlandırmaya, coşturmaya, galeyana getirmeye, dolduruşa getimeye, gaz vermeye, gaz almaya, teselli etmeye, moral vermeye, moral bozmaya,
- ve ilave edebileceğimiz daha binbir sebebe, amaca,
- vesaire, vesaire, vesaireye yönelik tavırlardır, davranışlardır, adetlerdir, törelerdir.
Bunlar YOZ LAŞ TI RIL MA MIŞ İSLAM’da, yani Kur’an’daki dinde yoktur.
Ve, bunların ve emsalinin hemen hemen tamamı, insanlık tarihi boyunca, putperestlikten, çok tanrıcılıktan, şamanizmden, şirkten, vesaireden kaynaklanır ve, maalesef, Yahudiliğe, Hristiyanlığa ve bunlardan da İslama sokulmuş bid’atlerdir, hurafelerdir, yozlaştırmalardır.
Ne cenazenin başında, ne kabirlerde, ne başka yerlerde, ölülere yönelik okunan Tevratın, Zeburun, İncilin, Kur’an’ın ölü-lere BEŞ PARALIK FAYDASI YOKTUR!
İnsanlar böyle davranışlar sergileyerek SADECE VE SADECE KENDİLERİNİ, CENAZENİN YAKINLARINI, SEVENLERİNİ TESELLİ EDERLER, AVUTURLAR, ACILARINI DİNDİRMEYE ÇALIŞIRLAR.
İşin özü budur sevgili Kardeşlerim!
Kur’an ölüler kitabı değildir, onun muhatabı yaşayan Müslümanlar ve yaşayan bütün insanlardır.
Fethullah hocaefendiye atılmış “Hristiyan oldu” iftirası bağlamında da şunları belirtme lüzumu duyuyorum :
Ben Fethullah hocanın Hristiyan olmuş olabileceğine HİÇ İHTİMAL VERMEDİM VE VERMİYORUM.
Ondan HİÇ HAZZETMEYENLER ÖYLE DÜŞÜNEBİLİRLER, ÖYLE ZANNEDEBİLİRLER, ÖYLE İDDİA VE İFTİRA EDEBİLİRLER.
PAŞA GÖNÜLLERİ BİLİR…
Bırakalım diğer semavi, lakin muharref dinleri bir tarafa, İslam tarihinde, müşrik, münkir, kafir, dinsiz, zındık, mecusi, Hristiyan, Yahudi, vesaire oldukları söylenmiş, iddia edilmiş, hatta bu iddialara ve iftiralara dayanılarak zulmedilmiş, zindanlara atılmış, işkencelere maruz bırakılmış, zehirlenmiş, öldürülmüş nice değerli Müslümanlar ve nice değerli Müslüman alimler vardır.
Kur’an’ın lanetli soy olarak nitelediği Ümeyyeoğulları (Emeviler) soyuna mensub Muaviye bin Ebusufyan, halifeliği (devlet reisliğini) Hz. Aliden alabilmek için, adamlarına “ALİ NAMAZ KILMAZ!” iftirasını attırarak, Müslümanları Ali aleyhine dolduruşa getirmiştir.
Sahtekar Buhari de, İmamı Azam için “3 defa tevbeye davet edildi. Tevbe etmedi, kafir olarak öldü” der!
İslam tarihinde böylesi olmadık iftiralara, yalanlara, tezvirata, iddialara maruz kalan değerli Müslümanların sayısını saymaya kalksanız, saymakla bitiremezsiniz bile...
Zira ;
- Sözkonusu para ise, gerisi teferruattır.
- Sözkonusu siyasi menfaat ise, iktidar hırsı, iktidar hesabı ise, dünyalık, makam, mansıb, şöhret, vesaire ise, GERİSİ TEFERRUATTIR ve bu uğurda HERŞEY MÜBAHTIR!
Müslümanlar ;
- Herşey olabiliyorlar, her kılığa girebiliyorlar.
- lakin ve maalesef NAMUSLU ve HAKPEREST olamıyorlar.
- HAKPERESTLİK nedir? Bilir misiniz?
- Bir konu, bir olay, bir kişi, vesaire ile ilgili, bir anlaşmazlık, uyuşmazlık, ihtilaf, dava, vesaire olduğunda, İŞİNE GELMESE DE, MENFAATİNE TERS GELSEDE, MENFAATİNE UYMASA DA, HAKKI, HAKİKATI, DOĞRU OLANI TERCİH EDEBİLMEKTİR.
- HAKTAN, HAKİKATTAN, DOĞRUDAN YANA TAVIR ALABİLMEKTİR HAKPERESTLİK…
Kur’an, Maide 8 şöyle der :
“Ey iman edenler! Adalet ve dürüstlüğün tanıkları olarak Allah için kollayıp gözetleyenler olun! Bir topluluğun çirkinlik ve kötülüğü sizi adaletsiz davranmaya asla itmesin. Adaletli olun! Bu, takvaya/korunup sakınmaya daha uygundur. Allah'tan sakının. Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır.”
Bizim YAVŞAK SİYASİ İSLAMCILARIN, HEPSİ DEĞİLSE DE, BİRÇOĞU BU AYETTEN HABERDARDIRLAR.
Lakin, bu ayeti hep ve daima bilmezden, görmezden, duymazdan gelirler.
Aynen Buhari denen sahtekarın, yukarıda aktardığım, İmamı Azama yönelik yaptığı gibi…
Sahtekar Buhariye göre, Hanefi olan bizler şimdi, mürted olarak ölmüş İmamı Azam’ın mezhebindeniz!
Yani, bizim mezheb imamımız bir MÜRTED!
Düşünebiliyor musunuz…?
O yüzden, ben, son 10-12 günden beri, Yaşar Nuri hocanın “İSLAM NASIL YOZLAŞTIRILDI?” isimli kitabından, hergün, 1-2 başlık altında, dinimizin nasıl yozlaştırıldığını anlatan bölümler paylaşıyorum.
Bu kitabın tamamını, bu şekilde, hergün, peyderpey, bloğumda, sonuna kadar paylaşacağım inşaAllah.
İnsanlarda kitap okuma alışkanlığı yok maalesef😞.
Çevremdeki dostlara ve arkadaşlara “Alın şu kitabı okuyun” diyorum.
Bin dereden su getiriyorlar, yana yatıyorlar, çamura batıyorlar, lakin, okumaya yanaşmıyorlar.
Belki bu şekilde, hergün 10-15 sayfa okurlar da, güzel dinlerinin nasıl yozlaştırılmış olduğunu farkederler ümidiyle bu yola başvurdum.
Gayret bizden, tevfik Allahtan…
Abdullah Erdemli
İsviçre
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder