Yaşar Nuri Öztürk merhûmun “ATATÜRK’TEN SONRAKİ CHP - ÇAĞI YANLIŞ OKUMANIN SERÜVENİ” isimli ufuk açıcı kitabının bana düşündürdüklerini, aşağıda sizlerle de paylaşmayı arzu ettim
**************
Sevgili Kardeşlerim,
Atatürk’e deccal, zındık, mülhıd, dinsiz, din düşmanı, vesaire deyû çemkiren (havlayan) bizim dinci yobazların etkisi altındaki dindarların büyük çoğunluğu onu adam gibi ve dosdoğru tanımazlar.
Bu yanılgının en büyük sebeplerinden biri ; Atatürk sonrası CHP’sinin mel’anetleridir.
İsmet Paşa’nın CHP’si, Atatürk’ün vefatından sonra onun ideallerine ve mirasına sırt çevirerek, onları terketti. Atatürk sonrası CHP’si, din düşmanlığını laiklik adı altında uygulayarak, memleketteki (her kesimden, her cemaatten, her tarikatten) dindarları Atatürk’e düşman etti.
Dindarların Atatürk’ü HİÇ ANLAYAMAMALARININ arkaplanındaki en büyük günah sahipleri arasında İsmet Paşayı ve ondan sonraki CHP başkanlarını sayabiliriz.
Laiklik adı altında “din yani İslam düşmanlığı” yapan Atatürk sonrası CHP’sinin içinde yuvalanan TÜRK SOLU da bu talihsizliğin sorumluları arasındadır.
Merhûm Yaşar Nuri Öztürk işbu kitabında bu konuyu, bütün yönleriyle çok güzel gözler önüne seriyor.
İşbu kitabı okumak ve aydınlanmak lazım sevgili kardeşlerim…!
Dindarların Atatürk’ü adam gibi ve dosdoğru TANIYAMAMALARININ arkaplanını oluşturan diğer TALİHSİZLİKLERİ de şöyle belirtebiliriz :
Bildiğiniz gibi, Osmanlı Devletinin resmi olarak sona ermesi ve başta Istanbul olmak üzere, memleketimizin neredeyse tamamına yakınının haçlı emperyalistlerce işgal edilmesi üzerine, Mustafa Kemal ve kurmay arkadaşları, Anadolu’da Müdafaa-i Hukûk’u ve Millî Mücadele’yi örgütleyip, İstiklâl Harbimizi başlattılar ve bu harbe önderlik ederek memleketimizi haçlı emperyalistlerin işgalinden kurtardılar.
İşte bu CANSİPERÂNE İSTİKLAL MÜCADELESİ SÜRECİNDE, Padişah ve Sadrazam (Başbakan) Damad Ferit Paşa, memleketi kurtarmak yerine, İngilizlerle anlaşarak, memleketi onların insafına (MANDA İDARESİNE) TESLÎM ETMEYİ TERCİH ETTİLER.
Ve, zamanın Şeyhulislamları olan hain Mustafa Sabri Efendiye ve hain Dürrîzade Abdullah Efendiye fetvalar verdirterek, Milli Mücadelenin, onun önderi Mustafa Kemal’in, onun silah arkadaşlarının ve bu İstiklâl Mücadelesine katılanların vatan ve İslam düşmanı olduklarını, bu sebeple de, öldürülmelerinin dînen ve şerîaten vâcib olduğunu ilan ettirdiler.
Bu fetvaları da işgalci Yunan uçakları ile, Anadolu şehirlerinin, kasabalarının ve köylerinin üzerinden attırarak halka ulaştırdılar.
Yine bu süreçte, Istanbul’da “Kuvvâ-i İnzibâtiyye” adı altında silahlı askerî birlikler oluşturup, bunları Anadoluda Millî Mücadeleyi yürüten askeri birliklere saldırtarak, çok Müslüman kanı döktüler ve bu mücadeleyi haince sabote ettiler.
Bu süreçte, İNGİLİZLERİN tezvîrleri, teşvikleri, parasal destekleri ve azmettirmeleriyle, Anadolu’nun muhtelif yerlerinde, Milli Mücadele karşıtı 25’e yakın silahlı isyan teşebbüsleri oldu ki, bunların bir kısmı Kürd aşiretlerince ve bağımsız Kürdistan hedefine yönelik isyanlardı.
Ayrıca, gerek Milli Mücadele ve İstiklâl Harbi sürecinde ve gerekse büyük zaferin ardından TC Devletinin kuruluş sürecinde ve sonrasındaki yıllarda, UYDURUK MUAVİYE DİNİNİN SIRADAN PROPAGANDİSTLİĞİNDEN ÖTE HİÇBİR MEZİYYETLERİ VE KIYMET-İ HARBİYYELERİ OLMAYAN bir sürü hacı, hoca, şeyh, pîr, mürşîd, vesaire lakablı DİNCİ SAHTEKÂRLAR da dindarların Atatürk’ü yanlış tanımalarına MÜTEAMMİDEN (kasıtlı olarak) sebep oldular.
Said-i Kürdî ve emsallerinin ve onların takipçisi olan bir sürü dinci yobazın bu bağlamda dindarlar üzerinde çok büyük YANILTICI, YAMULTUCU VE HİPNOTİZE EDİCİ etkisi oldu.
Ben, Said-i Kürdî’yi Üstad ve Bedî’uzzaman belleyen ve sâfiyâne bir Risale-i Nûr şâkirdi olan bir babanın oğlu olarak, Manisa’da, 1956 yılında böyle bir aile ve eş-dost muhitinde doğup büyüdüm ve çocukluk ve ilk gençlik yıllarımı bu muhitler içerisinde geçirdim.
Bu Atatürk aleyhtarı YANILTICI VE YAMULTUCU etkilerin ne kadar HİPNOTİZE EDİCİ olduğunu, BİTTECRÜBE VE İYİ bilirim!
Zira, kendimi bildim bileli Atatürk’ü deccal, zındık, mülhıd, dinsiz ve din düşmanı olarak kabul ettim…😞
ALLAH BENİ AFFETSİN…🤲
İşte özetle belirttiğim bütün bu TALİHSİZLİKLER bizleri bu günlere getirdi.
Fethullah Gülen hocanın memlekette onsenelerce, mahrem aGabeyler, mahrem imamlar, mahrem vazifeliler, husûsîler, vesaire tipleri istihdam ederek MAHREM HİZMETLERİ örgütlemesinin, bu yöntemle KILCALLARINA KADAR MAHREMCE USULLERLE NÜFÛZ EDEREK (sızarak) DEVLETİ ELE GEÇİRME GAYE-İ HAYÂL’inin ARKAPLANINDA HEP ATATÜRK’Ü, ONUN KURDUĞU CUMHÛRİYYETİ VE ONUN LAİKLİK TEMELLİ ESASLARINI İSLAM KARŞITI OLARAK GÖRMELERİ YATAR.
Fethullah Gülen hoca ve etrafındaki AYMAZ VE UYANMAZ aGabeyler taifesinin İslam ALGISI ile, Cübbeli Ahmed soytarısının, ona benzer bütün soytarıların, memleketteki bilumûm tarikatçı sahtekârların, siyasi islamcı ahlaksız, arsız, uğursuz, hırsız ve yolsuz mübtezellerin, Diyanet teşkilatının idarecilerinin ve kadrolarının İslam ALGILARI TAMAMEN AYNIDIR.
ALIN BİRİNİ VURUN ÖTEKİLERİNE…!
Bu arada, şunu da asla UNUTMAMALIYIZ ;
Memlekette saf ve iyi niyyetli hizmetkârları bir sürü cürme (suça) bulaştırarak, onların hayatlarını ve istikbâllerini karartan bu mücrim (mahrem veya âşikâr) aGabeylerin, (mahrem veya âşikâr) mücrim imamların, ŞAYET KOLLARI VE YETKİLERİ AVRUPA’YA DA ULAŞSAYDI, buralarda safiyane hizmet etmeye gayret eden benim oğlumu ve onun gibi saf ve temiz hizmetkâr arkadaşlarını da, aynen memlekette yaptıkları gibi, buralarda da NİCE CÜRÜMLERE BULAŞTIRMAKTA HİÇ TEREDDÜD ETMEZLER, onların da başlarını yakar, İSTİKBALLERİNİ KARARTIRLARDI.
Bundan hiç şübheniz olmasın…!
O mücrimlerin orada yaptıkları, buralarda da yapacaklarının garantisidir, teminatıdır…
Ehl-i Sünnet ve-l Cemaat takılan bu tiplerin BİLÂİSTİSNA hepsinin dini, imanı, akâidi, mel’ûn oğlu mel’un oğlu mel’ûn muaviyenin ve ondan sonra ümmetin başına tebelleş olmuş başka mel’unların tezgâhladığı UYDURUK BİR İSLAM’dır, KUR’AN’DAKİ İSLAM DEĞİL…
Memleketi ve milleti bu Atatürk istismarcısı sahtekâr Atatürkçülerden, sahtekâr Kemalistlerden ve elbetteki uyduruk muaviye dininin sıradan propaGandistleri olan dinci yobazlardan kurtarmadıkça memleket te millet te düzelmez…
Yaşar Nuri hocanın işbu kitabını okur iseniz, konuyu etraflıca ve net olarak anlarsınız sevgili kardeşlerim.
Vesselam…
Abdullah Erdemli
İsviçre
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder