HOW HAS ISLAM BEEN CORRUPTED?
كيف تم تحريف وإفساد الإسلام؟
*********
(Sh. 407-412)
KURBAN
SACRIFICE
ضحية
Kurban adı altında hayvan kesmek, bağımsız bir ibadet değildir; esas ibadet olan infak - ألإنفاق (paylaşım, imkân ve nimetlerden başkalarına pay çıkarma) içinde bir uygulamadır.
Hiçbir mezhep kurbanı farz görmemiştir.
Bunun anlamı, kurbanın ayniyle (yani hayvanın kesilmesiyle) bir ibadet olmadığıdır.
Esasen Kur'an, kurbanların etlerinin ve kanlarının Allah'a ulaşmayacağını açıkça ifade ederek kesim ve etin hiçbir zaman ibadet olamayacağını göstermiştir:
"O kurbanlık hayvanların etleri de kanları da Allah'a asla ulaşmaz; fakat sizin takvanız O'na ulaşır..."
(Hac Suresi, 37)
Kur'an böyle diyor ama, o Kur'an'ı insanlığa tebliğ eden Peygamber'e isnat edilmiş bazı uydurmalar bunun tam aksini söylüyor.
İşte bir tanesi:
“Kurbanlıkların her tüyünde onların sahipleri için on sevap vardır."
(bk. Elbânî; ez-Za- îfa, 3/157)
Ve:
“Kurbanlık hayvanlarınızı büyük tutun, çünkü onlar sizin sırat köprüsünde bineğiniz olacaktır."
(bk. Elbânî; aynı eser, 1/173)
İbadet olan, fakire pay çıkarmak, yardımcı olmaktır.
Hayvan kesimi, bunun uygulama şekillerinden biridir.
Hal böyle olunca, kurbanın yerine, yoksulun korunmasında daha elverişli olan başka bir yardım geçirilebilir.
Yoksula et verme diye ayrı bir ibadet yoktur.
İbadet, yoksula yardımcı olmaktır.
Bu yardım, yoksulun ihtiyaçlarına en uygun olanıyla yapılmalıdır.
Ameliyat olacak para arayan bir yoksula para vermek ona et vermekten çok daha üstün bir hayırdır.
Hem Allah'ı hem yoksulu daha çok memnun eder.
Örnekler artırılabilir.
İlke şudur:
Yoksulun en âcil ve en hayatî ihtiyacına cevap vermek.
Ülkemizde son yıllarda "kurban ibadeti" adı altında hayvan kesmek farzlaştırılıyor ve ardından bu hayvanların derilerini toplamak için akıl almaz oyunlar tezgâhlanıyor.
Bir tür "deri toplama mafyası" oluşmuş bulunuyor.
Trilyonlar söz konusudur.
Bu tezgâhın yaşamasında çıkarları olan şebekeler söz konusudur.
Bunlar, dinsel açıdan duygularına hep yenik düşen temiz kalpli, fakat bilgisiz insanlarımızı, "Kan akmalıdır, kaza-bela uzaklaşsın diye bir kan akıtmak gerekir" şeklinde sözlerle ALDATARAK sürekli hayvan kestiriyorlar.
Çoğu zeminde etler ortada kalıyor.
Et dağıtmak için ev ev dolaşılıyor.
Hiçbir ihtiyacı olmayan aileler "ibadet olsun diye bir kan akıtıp" sonra da karşılıklı et değiş-tokuşunda bulunarak kendilerini aldatıyorlar.
Kurban konusu, neresinden bakarsanız bakın, yer yer komediye, bazan da faciaya dönüşmüş bulunuyor.
Bir facia ki bir ucunda hayvan canı almak, öte ucunda deri gaspı var.
Başta İbn Abbas (ölm. 68/687) olmak üzere sahabîlerden bazılarının, git gide farzlaştırılıyor diye kurban kesmeyi terk ettiklerini tespit etmiş bulunuyoruz,
(bk. Sünnet mad.)
Bugün bu sahabî tavrını devreye sokmanın tam zamanıdır.
Çünkü kurban artık yoksulun, açın işine yaramaktan çok deri toplayıcılarla deri tüccarlarının işine yarayan bir can alma kurumuna dönüşmüş görünüyor.
Allah'a yaklaşma vesilesi demek olan kurban, sadece hayvan boğazlamakla olmaz.
Her Müslüman, çevresindeki yoksulların durumunu araştırıp onların ihtiyaçlarına en uygun yardımı bulmak ve yoksulu o yolla korumak borcundadır.
Allah'ın istediği ve dinin gösterdiği budur.
Bu yolda hareket edilirse hem infak ibadeti en ideal biçimde yerine getirilmiş hem hayvanların canına kıyılmamış hem de deri çetelerine destek verilmemiş olur.
BİD'ATLAR, HURAFELER
* Kurbanlık hayvan kesmeyi farz sanmak:
Kurbanlık hayvan kesmek islam'ın hiçbir mezhebinde farz değildir. Kurbanlık hayvan kesmek sünnettir. Hanefî fakıhların bir kısmı kurbanlık hayvan kesmeyi "vacip" göstermektedir.
Bu bizi şaşırtmamalıdır; çünkü Hanefî fıkhında müekked sünnet - السنة المؤكدة (pekiştirilmiş, uygulaması yaygın sünnet) anlamında vacip deyimi kullanılmaktadır.
Yani neresinden bakarsanız bakın, kurban kesmek sadece sünnettir.
Sünnet, bir ibadetin Hz. Peygamber tarafından uygulanış biçimi demektir.
O halde kurbanlık hayvan kesmek, bir ibadetin uygulama biçimlerinden biridir.
O ibadet, yoksula yardım demek olan infaktır.
Kurban kesmek işte bu yardımın veriliş biçimlerinden biridir.
Bunun açık anlamı ise şudur:
Yoksula, kurbanlık hayvan kesip et verme yerine uygun bulunan başka bir şeyi (para, mal, eşya vs.) vermek de mümkündür.
* Kurban bayramını, hayvan kesme bayramı sanmak:
Bu anlayış temelden yanlıştır, pagan bir kalıntıdır.
Kurban, tüm ibadetlerin ortak adıdır.
İnsanı Allah'a yaklaştıran şey demektir.
Bu anlamda olmak üzere Peygamberimiz namazı bile kurban diye anmıştır.
O halde, Kurban bayramının İslam'a uygun adı, "yoksula yardım bayramı" olmalıdır.
En azından, Kur'an müminleri bu bayramı böyle anlamalı ve değerlendirmelidirler.
* Allah dışında bir şey (kişiler, türbeler, olaylar) adına kurban kesmek:
Bu da bir putperest kalıntıdır. Politikacı, sanatçı, asker, vs. ünlü kişilerin adlarına, bazı olayların yıl dönümünde, vs. hayvan boğazlayıp bunu kurban diye anmak, tam bir sapmadır.
Bu anlayışla kesilen hayvanların bırakın kurban olmalarını, etleri yenmez.
Hayvan kesimi bir can almadır; can alma yalnız ve yalnız Allah adına olabilir.
Yaşayan veya ölmüş kişilerin, türbelerin adına izafe edilerek kesilen hayvanlar, Kur'an’ın açık hükmüne göre haram et haline gelir.
Kur'an bu şekilde kesilen hayvanları "Allah'tan başkası adına kesilen hayvanlar" diye anmakta ve etlerini haram ilan etmektedir.
Bu etler; leş, kan, domuz eti gibi haramların yer aldığı listenin içindedir,
(bk. Bakara, 173; Mâide, 3; Nahl, 115)
* Hayvanları bayıltarak kesmeyi İslam dışı ilan etmek:
Kurban konusunda halka musallat edilen hurafelerden biri de, elektro şok uygulanarak yapılan kesimleri dinen geçerli saymamaktır.
Bu konuda yıllarca yalan söylendi, halk kandırıldı.
Güya, bayıltılarak kesilen hayvanların kanı akmıyormuş, bu yolla kesilen hayvanlar boğularak ölüyormuş.
Kesimde kanın akması dinen gereklidir.
Bu doğru.
Boğularak ölen veya öldürülen hayvanın eti helal değildir, yenmez; bu da doğru.
Ama şoklanarak, bayıltılarak kesilen hayvanların kanlarının akmadığını, bu hayvanların ölümlerinin boğulma yoluyla vücut bulduğunu söylemek gerçek dışıdır.
Durum, bu söylentilerin tam tersidir: Şoklanarak kesilen hayvanların ölümü kesim ve kan akışı yüzündendir.
Hatta bu yolla kesilen hayvanlarda vücuttan çıkan kan miktarı, geleneksel yöntemlerle kesilenlerden çok daha fazladır.
Bu durum etlerin daha sağlıklı ve daha leziz olmalarında etken olmaktadır.
Bunun böyle olduğu bilimin tartışılmaz tespitidir.
Dinsel yönden baktığımızda da şoklama yöntemiyle kesim İslam'ın, özellikle Peygamberimizin buyruklarına, beklentilerine en uygun yoldur.
Çünkü bu yol, hayvanın acısını hemen hemen sıfırlamaktadır. Peygamberimizin talimatı da kesilen hayvanların en az acı duyacakları şekilde kesilmeleridir.
O halde kurban kesimlerini de hayvanları bayıltan yöntemlerin uygulandığı bir kesim şekline kavuşturmak hem insanlık hem de din görevimizdir.
Diyanetin de bu konuda yıllar önceden fetva verdiğini biliyoruz.
Ama bu yeterli olmamıştır.
Diyanet, şoklama ile kesimi zorunlu hale getirmek için ağırlığını koymalıdır.
Esasen, bu konuda acil bir yasal düzenleme yapmak herkesten önce parlamentomuzun bir vicdan ve insanlık borcudur.
Aksi halde, "kurban ibadeti" adı altında hayvanların acı çekmesi, insanların da aldatılması sürecektir.
* Kurbanlık hayvan kesmeyi haccın gereklerinden biri sanmak:
İlmihal kitaplarına girmiş bu anlayış da İslam dışıdır.
Hacda kurbanlık hayvan kesmek, hac günlerinde Mekke'de toplanan büyük kalabalığın gıdalanmasını kolaylaştırmaya yönelik bir uygulamadır.
Ve bu espri içinde anlamlıdır.
Bu esprinin yitirildiği veya anlamının kalmadığı zamanlarda sadece bir geleneği yaşatmak uğruna onca hayvanı kesip kumlarda telef etmek dinin buyruğu olarak algılanamaz.
(Bu konuda ayrıntılar ve kanıtlar için bk. KTK. Kurban mad.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder